2011 yılı, iyisi ve kötüsüyle sonuçlandı. 2011 yılında maalesef kısır bir çekişme içerisinde sürekli fiyat rekabeti yapılarak acenteler düşünülmeden inişli çıkışlı bir fiyat politikası izlendi. Trafikteki fiyat iniş çıkışları biz acentelerin portföy kaybına neden oldu. Umarım 2012 yılı artık trafik poliçe primlerini konuşmayacağımız bir yıl olur. 2012 yılı içerisinde çifte standartların uygulanmadığı acente bacağı sektörde olmadan sektörün gelişmesi düşünülemez. Sektörümüzde genel maliyetlerin arttığı bir dönemde kazan kazan mantığı uygulanarak kaskoda belirli rakamlar yakalanması gerekiyor. Acentelerin hasat zamanı dediğimiz 12. aydaki rapel tefuzunu unuttuk. Sistem içerisindeki frekanslar tespit edilerek yine rekabet koşulunda tarifelerle karşılıklı kazanarak sistemin oturması gerekiyor. Aksi takdirde küçük acentelerimiz sistem içerisinde maliyetlerden dolayı eriyecek ve acente ağımız küçülecek. Hasar bacağını kontrol altına almak adına tedarik sistemi genel sektörde uygulanmaya başlandı. Ama tedarik bacağı tam yönetilemiyor. Malum ATS'lerin hem şirket hem acente adına maliyetleri düşük. Ama parçaların gelmesi 3 ila 7 gün hatta bazen 10 günü buluyor. İkame araç süresi kısıtlı olduğu için süre bitiminde sigortalıyla karşı karşıya kalıyoruz. Bunlar dikkate alınarak o kanadın kontrol edilip sürenin kısıtlanması hallinde ATS'lere daha fazla araçların gönderilmesi sağlanmalı. Yine 2012 yılında acentelerin satış organizasyonuna dengeli portföy yaratılması için eğitimli satış temsilcilerinin sahada olması gerekir.
Özellikle konut, nakliyat, KOBİ işletmelerine birebir pazarlama takviyesi için şirketlerin insan kaynakları birimi, bölge destekli eğitimler vermeli, satış temsilcileri şirket ilanıyla alınmalı, bölgelerde ve genel müdürlüklerde test ve eğitimden geçirilerek acentelere sözleşmeli personel olarak aktarılmalı. Malum maliyetlerin yükseldiği günümüzde acente, satış ve tahsilat koşturmacasından kalifiyeli personel yetiştiremiyor. Bu, ilk başta şirketlere bir maliyet getirir ama arzu edilen portföy noktasında yetiştirilir ise uzun vadede sektör arzuladığı portföye yönelir. Bu sistem, geçmişte hayat sigortacılığında başarılı oldu. Neden elementer branş da başarılı olmasın? Şirketlerden istediğimiz, ilk iki ay maksimum maliyetlerinin karşılanıp arzu eden acentelere devredilmesi. Teorik bilgi eksiksiz alınırsa pratik bilgiyi bizler destekleriz. Acentelerin eleman ilanı çok fazla dikkate alınmıyor ama kurum önderliğini yapıp şirketlerin insan kaynakları servisi belirli kriter testlerini yaparak personel alım ve eğitimini gerçekleştirip acentelerle istişare edilerek sektöre yeni taze kan ve profesyonel katmış oluruz. Bu çalışma için pilot bölgeler oluşturulabilir. Amaç yeni pazar alanı ve yeni portföy olmalı.